27 Şubat 2018 Salı

REİKİM MARKAMIZ NEREDEN GELİYOR BİR GÖZ ATALIM

reiki'm  Reiki Reiki, 20.yüzyılın başında Japonya'da ortaya çıkan, enerji aktarımı ile ruhsal şifa vermeye dayalı olduğuna inanılan bir tekniktir. Rei "her yerde varolan", ki "ruhsal yaşam enerjisi" anlamına gelmektedir. 



Reiki bir sevgi enerjisidir ve akışını kalp aracılığıyla gerçekleştirir. Bu yüzden de gücü fetihler yapan, hedefleri saptayarak onlara ulaşmayı amaçlayan bir kontrol gücü değil,sevginin derin ama sakin gücüdür. Akışı da, Reiki uygulanan şahıs o anda ne miktarda şifa kaldırabilecekse o yoğunlukta olur. Yani diğer bir ifadeyle Reiki enerjisiyle hata yapmak mümkün değildir.
İnsanlar genellikle sadece mutlu ve sağlıklı olmak isterler ve hem kendileri hem de yakınları için maddi-manevi zenginlik dilerler. Ancak kimi zaman, bir hastalık veya biz ınsanlar tarafından olumsuz görülen bir durum şifa verici nitelikte de olabilir. Bu bir "karşılık" da olabilir; öğrenmeye, "bütünlenmeye" yönelik bir çalışma dönemi de. Bunlar; kozmik bilinçle bir örnek işleyen kendi üst benliğimizin saptadığı, güzel bahçelere götüren dikenli yollardır.
Ellerle şifa verme sanatı çok eskidir. İnsanlar bunu zamanın başlangıcından beri yapıyor. Hasta olan veya yaralanmış bir insanın üzerine ellerinizi koymak doğal bir içgüdüdür. Anneler bunun bir örneğidir. Bir çocuk incindiği zaman anneler ellerini incinen yere koyar. İnsan dokunuşu şifa veren özen ve sevgi iletir. Bu enerji birçok isimlerle bilinir. Çin'de chi, Hindistan'da prana, İbranilerde ruach ve Japonlar tarafından Reiki olarak bilinir.
Evrensel Yaşam Enerjisi" (Universal Life Force Energy) anlamına gelen Reiki binlerce yıl önce Tibetli Lamaların kullandıkları Raku-Kei adlı enerji ile iyileşme yöntemine verilen isimdir. "Ruhsal Bilgelik Rehberliğinde Yaşam Gücü" olarak da ifade edilen Reiki şu iki anlam bileşeninden oluşur. "Rei" Tanrı bilincine sahip, bilgili, akıllı ve yaradılıştaki sevgi gücüne sahip demektir. "Ki" ise enerji anlamına gelir.
Reiki bu enerjiye sahip bir kişinin ellerini bedenine koyarak enerjisini kendine ya da başkalarına aktarmasıdır. Bu kişi bir Reiki ustası olmalıdır.
İnsan vücudunda herhangi bir sorun meydana geldiğinde bu aslında enerji sisteminin karışması, dengesinin bozulmasıdır. Baş ağrısı ve psikolojik sorunların yanı sıra herhangi bir organdaki fonksiyon bozukluklarına varana kadar enerji karışıklığı yaşanan durumlarda Reiki enerji sistemine saf bir enerji olarak girer.
İnsanın hem fizik bedenden hem de enerji bedenden oluştuğunu söylemiştik. Fizik bedendeki damar ve sinir sisteminin enerji bedendeki karşılığı meridyen sistemidir. Meridyenler enerjinin aktığı kanallardır.Bedendeki önemli enerji merkezlerine "çakra" adı verilir. "Çakra" adı verilen noktalara ellerimizi koyarak enerji transferi yaptığımızda enerji karışıklığını gidermiş, dengeyi sağlamış oluruz.

Reiki bu enerjinin direkt uygulaması ile çok bilinen şifa formlarından biridir. Tüm kültürlerdeki mistikler fiziksel evrenin onun altında yatan daha basit formdaki bir şeyden yapıldığından bahsettiler, modern fizik de Evren'in enerjiden yapıldığını anlama noktasına geldi, bu enerji düşünce ile etkilenebilir. Modern fiziğin bu enerjinin düşünce ile etkilenebileceğini söylemesi gibi, mistikler de bu altta yatan formun düşünce ile etkilendiğini söyler. Onlar daha da ileri gidip düşünmemiz ile ve her gün paylaştığımız düşüncelerle kendi realitemizi kendimizin yarattığını iddia ederler.
Bu enerji Reiki uygulayıcıları tarafından kullanılan doğal bir enerjidir. Reiki uygulayıcısı bu enerjiye daha güçlü bir şekilde ulaşır, çünkü onun aldığı uyumlamalar bedenin enerji kanallarındaki blokları temizler. Uyumlamalar ayrıca şifacının kendi yaşam enerjilerini artırır ve kişiyi Reikinin kaynağına bağlar. Bu kaynak şifacının istediği herhangi bir şekilde adlandırılabilir, Tanrıça enerjisi, Tanrı, ilk Kaynak vs. Reiki herhangi bir din ile ilişkili değildir, bu nedenle kaynağı istediğiniz gibi adlandırabilirsiniz.
Reikiyi uygulamak için, uygulayıcı şifanın gerçekleşmesine niyet ederek ellerini iyileştirilecek kişinin üzerine koyar ve enerji akmaya başlar. Reiki enerjisi zekidir, çünkü Evren çok zeki bir yerdir. Enerji nereye gideceğini, ne yapacağını bilir; oraya gider ve daha yüksek zekâ tarafından yönlendirilir. Enerji kendi akışını yönlendirir. Uygulayıcıdan tam hastanın gereksinim duyduğu miktarda enerji çekilir. Tüm bunlar şifacının direkt bilinçli müdahalesi olmadan gerçekleşir. Şifacının işi yoldan çekilmek, şifa yerini açık tutmak ve bundan sonra ne yapacağının işaretlerini gözlemek/dinlemektir.
Hastalık gibi fenomenlerin kişinin spiritüel büyümesinde önemli anlamlara sahip olduğuna inanılır, örneğin uyanmak için bir mesaj. Tek başına enerji şifası zihin veya bedenin bir düzensizliğini ortadan kaldırabilir, ancak hastalığın mesajını almadıkça ve sonuç olarak titreşiminizi yükseltmedikçe gerçek iyileşme olmaz. Eğer mesaj alınmazsa, sadece başka bir hastalığı geliştirdiğinizi görürsünüz. Reiki şifası enerjinize uyum getirir ve bilinçliliğinizde veya titreşiminizde değişimler yaratarak zihin ve bedenin gerçekten temel iyileşmesini getirir.
Mikao Usui'nin modern bilimin evrendeki her şeyin titreşimden yapıldığı sonucuna varmasının farkında olduğu görülüyor.O en yüksek boyutların titreşimlerini "Reiki" olarak isimlendirdi. Onun görüşü ile Reiki daha yüksek boyutlardaki varlıklar tarafından yayılan bilinçli enerjidir. Enerji kendi bilinçliliğine ve zekâsına sahiptir ve sevginin, uyumun ve şifanın karakteristiklerini gösterir. Onun gerçek doğası saf ışıktır.
reiki
REİKİ spiral şeklinde yedinci çakradan girip geçerek ellerden akar. Olayın özü aslında insanın, tekâmülün de ilerlerken kendisini bu sevgiden dışlayarak, egosuyla hareket ederek (çakralarını kapatarak) yaşamını ilerletmeye çalışmasıdır. Bu sebeple Reiki ‘ye ihtiyaç duymayan, bu derin sevginin sıcaklığından haz almayan insan yoktur. Ayrıca, Reiki kanalı olarak açılan insanlarda bu enerjinin çakra sistemi tarafından nakledilmesi normal kapasitenin yüzlerce kat üzerinde olacağından, bu sıcak şifa enerjisinin yoğunluğu da benzersizdir.
Reiki manipülasyonlarla elde edilen geçici bir tedavi yöntemi değildir ve politik, felsefi veya dini görüşlerle bağlantılı olmayan dolu dolu saf sevgidir. Ellerimizde ve tüm vücudumuzda hissedeceğimiz bir yaşam akışıdır: Sessizliği hissedin, kendinizi iyileştirin, çevrenizi de...
Reiki ile sadece iyilik yapabilirsin.

26 Şubat 2018 Pazartesi

Battaniye ve Yorgan Seçiminde Dikkat Edilmesi Gerekenler

Battaniye ve Yorgan Seçiminde Dikkat Edilmesi Gerekenler.

Kış aylarına girerken battaniyeler ve yorganlar dolaplardan çıktı ve hızlı bir biçimde yataklarımızdaki yerini aldı. Kaliteli ve huzur içinde uyku, bize gün boyunca enerjik bir şekilde kalmamızı sağladığını düşünürsek, battaniye ve yorgan seçiminin önemini daha iyi anlamış oluruz.
Soğuk havalarda bizi ısıtacak bir yorgan seçmeliyiz. Yorgandaki kalınlık, sıcak tutmakla doğru orantılı olduğu anlamına gelmez. Bir yorganın hafifliği, yumuşaklığı ve hava alabilmesi uyku kalitesini arttırken sıcalık derecesinide etkiler.
Alerjik hastalığı olanlar yorgandaki materyallerin yüksek sıcaklıkta yıkamaya uygun olduğuna bakmalıdır. Kuş tüyü hissi uyandıran, antialerjik fiber yorganlar oldukça sağlıklı seçimlerdendir.
Özellikle çeyiz Listesi yapan ve çeyizi için battaniye ve yorgan tedariği yapmak isteyenler içinde pamuk oranı yüksek olan ürünlerden seçmelerini tavsiye ediyoruz. Her üründen 2 3 tane almak yerine tek bir ürün alıp kalitesine dikkat etmeniz hem yeni evinizin alanlarını daha iyi kullanmanız hem de maddi ve sağlık açısından daha mantıklı bir karar vermiş olacaksınız.
Neden Microfiber Yorgan ve Yastık Seçimi Yapmalıyız?
Mikrofiber malzemesi tam olarak poliamid ve polyester liflerinin bir araya getirilmesi ile meyada gelir. Poliamid malzemenin kullanıldığı ürünler kullanıldığı yere göre çok daha emici ve kısa sürede kuruma özellikleriyle bilinir. Polyester ise güç, dayanıklılık, tazelik ve yeni görünümü verir. Lif miktarı fazla olduğu için temiz kalma ve özellikle yapısı itibariyle oluşturduğu mikro kancalar sayesinde içinde kir,toz mikrop,bakteri gibi çeşitli maddeleri ya hiç içeri geçirmez ya da yakalayıp absorbe eder.
Yorgan kadar, battaniye seçiminde de dikkat edilmesi gereken noktalar var. İnce ve yün battaniyeler, kış aylarından bahar ayına geçerken tercih edilebilir. Yüne karşı hassas olan kişiler örgü ya da pike battaniyeleri kullanabilirler. Battaniyeler havalar soğukken koltuk örtüsü olarak da kullanıldığı için, renk seçimini yaparken de dekorasyona uyumlu renkler seçmeniz size yarar sağlayacaktır.
Bebekleriniz için Battaniye ve Yorgan alışverişlerinizde özellikle mevsimlere ve geçiş dönemlerine göre kalınlıkta ve incelikte içinde pamuk yoğunluğu ihtiva eden ürünlerden tercih etmeli ve kullanmalısınız. Güneş ve ısı geçirgen alanlardan bu tarz tekstil ürünlerinizi uzak tutmalısınız çünkü içerdiği ısı koruma ve ısı geçirgenlik limitleri bulunduğu ortama göre değişen pamuk ve sentetik malzemeler bebeklerinizi gereğinden fazla sıcak veya olması gerekenden daha az ısıda tutabilir.

Ev Tekstil Pazarı

24 Şubat 2018 Cumartesi

Yün Yorgan ve Battaniyelerin Temizliği

Yün yorgan ve battaniyelerin temizliği, diğer yorgan ve battaniye çeşitlerine oranla daha zordur. Ancak bu durum gözünüzü korkutmamalıdır, çünkü kaliteli bir yün yorgan ve battaniye uzun yıllar boyunca kullanılabilir. Aynı zamanda yün tekstil ürünleri, kış aylarında daha iyi bir ısıtma sağlar.

Yün yorgan ve battaniye temizliğinde öncelikli olarak yıkama talimatlarının yer aldığı etiketin incelenmesi gerekir. Ancak ürünlerin üzerinde her zaman etiket bulunmaz ve bunun sonucunda da ürünlerin nasıl yıkanacağı sorunsalı ortaya çıkar.
Yünden üretilen tüm yorgan, battaniye, kıyafet gibi ürünlerin temizliğinde göz ardı edilemeyecek tek kural, yıkamada soğuk suyun kullanılmasıdır. Sıcak su, yün yorgan ve battaniyelerde yünlerin topaklanmasına; kıyafetlerde ise, çekmelere neden olur.
Ev Tekstil Pazarı
Günümüzde üretilen hemen hemen tüm çamaşır makinelerinin yünlü kumaş yıkama programı vardır. Makine ile yıkama yapma olanağı yok ise, şu yöntemlerin uygulanması doğru olacaktır:
Yün yorganınızı, soğuk su ile doldurduğunuz küvete batırın ve ortalama 2 saat boyunca suda bekletin. Ardından, yün kumaşlara özel olarak hazırlanan çamaşır deterjanınızı suya dökün ve yorganınızı iyice yıkayın. Dilerseniz, yorganınızı ayaklarınızla çiğneyerek de yıkayabilirsiniz. İşlemin ardından küvetinizdeki deterjanlı suyu boşaltın ve yeniden temiz su ile doldurun. İyice duruladığınıza emin olduğunuz yorganınızı, sererek kurutun. Yorganınızın nem kokmaması için kesinlikle kuruduğuna emin olmadan yatağınıza sermeyin.

Ev Tekstil Pazarı

21 Şubat 2018 Çarşamba

Süet Nasıl Temizlenir?


Yüzeyinde hata bulunan derilerin zımparalanmasıyla elde edilen süetten üretilen eşyaların temizliğine özen göstermek gerekir.
Süet giysiler ve ayakkabıları bakımına dikkat ederek uzun yıllar ilk günkü gibi yeni tutabilir ve uzun yıllar boyunca kullanabilirsiniz.

Süet Bakımı

Kurutun: Süet giysileriniz yağmurdan dolayı ıslandıysa eve geldiğinizde giysiyi ya da ayakkabıyı muhakkak iyice kurutun. Giysinin ya da ayakkabının üzerindeki çamuru, kiri temizlemeye çalışmayın. Öncelikle kurumasını bekleyin. Temizleme işlemine daha sonra geçersiniz.
Süet eşyalar kururken farklı şekillere bürünebilir. Bunu engellemek için giysileri askıya asarak kurutun, ayakkabıların içini gazete kağıtları ile doldurun. Ceketlerin ya da pantolonların içini de gazete kağıtlarıyla doldurabilirsiniz.
Süet Fırçası Alın: Süet ayakkabıların bakımı ve süet giysilerin temizliği için sıradan temizlik bezleri ile silmeye çalışmamalısınız. Süet temizliği için süet fırçası kullanılmalıdır. Süet fırçasını bir tarafı yumuşak, diğer tarafı ise sert kıllıdır. Süet eşyayı temizlerken önce yumuşak kıllı tarafı, daha sonra ise sert tarafını kullanmalısınız. Kumaşa zarar vermemek için de doğru tarama yönüne tarayın.
Lekeleri Temizleyin: Süet eşyada leke oluşmuşsa beklemeden lekeyi çıkarmalısınız. Leke durdukça kumaşa işler. Eşyayı temiz bir havlu ile silin. Sonrasında beyaz bir silgi ile lekeyi çıkarmayı deneyin. Renkli silgiler iz bırakabilir, bu sebeple beyaz silgi kullanın. Silgi yeterli olmadıysa tırnak törpüsü de kullanabilirsiz. Fakat kumaşa zarar vermemeye özen gösterin. Yağ lekesi oluşmuşsa önce lekeye karbonat döküp bekleyin, ardından silin.
Zor bir lekeyi çıkarmak için özel deri kumaş temizleyicilerden kullanabilirsiniz. Bu ürünler doğala yakın olduğundan kumaşa zarar vermez.
Süet Koruma Spreyi Kullanın: Bu spreyi kullanmadan önce ürünün arkasında yer alan kullanma talimatını okuyun. Ürünü belli uzaklıktan süete sıkın. Kuruyana kadar bekleyin. Bu işlem temiz süete uygulanmalıdır. Bu spreyin amacı koruyucu özelliği olmasıdır. Böylece giysinizin ömrünü uzatabilirsiniz.

Süet Eşya Kullanımı

Süet eşyanın üzerine parfüm, kolonya gibi süete zara verebilecek kimyasal ürünler sıkmaktan kaçının.
Kullanmadığınız süet eşyaları beyaz kağıt yapraklarına sarabilirsiniz. Bunun için gazete kağıdı kullanmayın, süete renk verebilir.
Süet eşyalar mümkün olduğunca güneşe maruz kalmamalıdır. Kullanmadığınız zamanlarda bu eşyaları serin ve karanlık dolaplarda muhafaza etmelisiniz.


Ev Tekstil Pazarı

20 Şubat 2018 Salı

Banyo Paspaslarımızı Yıkarken Nelere Dikkat Etmeliyiz?

Banyolarımızın olmazsa olmazı banyo paspaslarımız, pamuklu, sentetik, bambu paspaslarınızı kendiniz temizleyebilirsiniz.
İnce lateks veya kauçuk içerikli paspasları nazik programda yıkayın.
Suyun soğuk ya da ılık olmasına dikkat edin.
Renklerin ve dokuların özelliklerini kaybetmemeleri için tek atın.
Bambu paspaslarınızı makineye atarken %70 su emme özelliğini dikkate alın ve makinenizin kg kapasitesini gözden geçirin.
Renkli paspaslarda renkli çamaşırlar için kullanılan deterjanları tercih edin.
Aşınmayı önlemek için önerilen miktarın yarısı kadar deterjan kullanın.
Sıkma yapmayın ya da düşük devirde sıkma yapın.
Sererek kurutun.
Lateks tabanı uzun süre güneş ışığına maruz bırakmayınız.

17 Şubat 2018 Cumartesi

Havluların Sertleşmesini Önleme Yolları

Havlular, zaman içerisinde sertleşerek yıpranmış ve eskimiş göründüğü gibi, nemi çekmede yetersiz kalabiliyor. 
Havluları, uzun süre yumuşaklığını kaybetmeden kullanabilmek için temizlik yöntemleri ve kullanıma dikkat etmeniz önem taşıyor.
Ev Tekstil Pazarı
Askıya birden fazla havlu asmak havlu katmanları arasında nemin hapsolmasına sebep olur. Bu da bakteri ve küf oluşumuna davetiye çıkarır. Havluyu kullandıktan sona tam olarak kuruyabilmesi için tek olarak askıya asmak en doğrusudur.
2. Yeteri kadar çok yıkayın
Ev Tekstil Pazarı
Havlular kullanım sıklığına uygun olarak yıkanmalıdır. Banyo havlularını her üç kullanımdan sonra yıkamak doğrudur. El havluları ise günde birçok defa kullanıldığı için daha sık yıkanmalıdır. İki günde bir hatta kalabalık bir aileniz varsa, her gün yıkamak idealdir.
3. Farklı havlular kullanın
Ev Tekstil Pazarı
Sürekli aynı havluyu kullanmak da havlunun ömrünü kısaltır. Mümkünse dört set havlu bulundurun ve dönüşümlü olarak kullanın. Böylece her havlu iki haftada bir kullanılacak ve ömrü uzamış olacaktır.
4. Aşırı deterjan kullanımından kaçının

Fazla deterjan kullanımı havluları sertleştireceği gibi, iyice durulanmadığı takdirde bakteri ve küf oluşumuna da sebep olur. Havlularınızı yıkarken, önerildiği kadar deterjan kullanın ve fazla deterjan kullanımından kaçının. Böylece hem daha yumuşak ve hijyenik havlulara kavuşur, hem de deterjanınızı daha ekonomik bir şekilde kullanıyor olursunuz.

5. Yeteri kadar sıcak suda yıkayın

Havluları yıkarken suyun sıcaklığı önem taşır. Mikropları öldürebilmek için havluları yeterli sıcaklıktaki su ile yıkamak gerekir.

6. Yumuşatıcıyı aşırıya kaçırmayın

Aşırı yumuşatıcı eklemek havlunun emiş oranını olumsuz etkiler. Gerekli miktarda yumuşatıcıyı su ile açarak eklemek gerekir. Her üç veya dördüncü yıkamada da yumuşatıcı kullanmamanızı öneririz.
Bu önerilere uyarak havlularınızın ömrünü uzatabilir, daha yumuşak ve gerçekten temiz olmalarını sağlayabilirsiniz.

16 Şubat 2018 Cuma

Yumuşacık Battaniyeler İle Kışınız Sıcacık Olsun

Ev Tekstil Pazarı
Bu soğuk kış aylarında kendinizi ve sevdiklerinizi sıcak tutmak için şüphesiz ki en iyi seçeneğiniz battaniyeler olacaktır. Hızlı bir şekilde yataklarımızda ve koltuklarımızda yerini almış olan battaniye modelleri elbette görsel açıdan büyük önem ifade etmektedir ancak aynı zamanda bu battaniyelerin kalitesi ve kullanışlı olup olmadığı da oldukça önemlidir.

Battaniye seçiminde dikkat edilmesi gerekenler
Battaniye seçerken elbette dikkat etmeniz gereken pek çok nokta vardır. Öncelikle elbette görüntüye önem vermelisiniz. Evinize uyacak bir battaniye seçerek dekorasyona da katkı sağlamış olacaksınız. Bunun yanı sıra elbette battaniyenin sizi ne kadar sıcak tutacağına dikkat etmelisiniz. Bu noktada battaniyenin kalınlığının sıcak tutması ile ilgili olmadığını bilmelisiniz. Bir battaniyenin hafifliği, hava alabilmesi ve yumuşaklığı uyku kalitesini artırabilirken aynı zamanda sıcaklık derecesini de etkileyecektir.
Ev Tekstil Pazarı

Eğer bir alerjik hastalığınız varsa battaniyedeki materyallerin yüksek sıcaklıkta yıkamaya uygun olup olmadığına dikkat etmelisiniz. Bu noktada kuş tüyü hissi veren, anti alerjik fiber battaniyeler sizin için son derece sağlıklı bir seçim olabilir. Bunların yanı sıra elbette battaniyenizin kalitesi de oldukça önemlidir ve birden fazla battaniye alıp bu ürünlerin eskidiğini görmek yerine kaliteli bir battaniye alarak onu yıllar boyunca kullanabilirsiniz. Özellikle pamuk oranı yüksek olan ürünleri tercih ederseniz bu konuda büyük avantaj sağlayabilirsiniz.

Son olarak battaniyenizin kolay temizlenebilir olmasına dikkat etmelisiniz. Bu şekilde bahar ayları gelirken dolaba kaldıracağınız battaniyelerinizin temizliğini hızlı bir şekilde yapabilir ve hem zamandan hem enerjiden tasarruf edebilirsiniz. Üstelik bu şekilde battaniyelerinizin ilk günkü halini korumasını sağlayabilirsiniz.

Sizler de hem evinize hem de kendinize en çok yakışacak battaniye modellerini görmek için hemen www.evtekstilpazari.com.tr onlıne olarak ziyaret edebilirsiniz.


10 Şubat 2018 Cumartesi

14 ŞUBAT SEVGİLİLER GÜNÜ

Mağazaların kırmızıya boyandığı, sevgili kavgalarının en az yaşandığı, çiftler arasında hediye trafiğinin yoğun olarak yapıldığı 14 Şubat Sevgililer Günü, kışın ortasında romantizm sıcaklığının en fazla hissedildiği, dünyanın birçok yerinde aşkın coşkuyla kutlandığı tarihtir.
14 Şubat Sevgililer Günü nereden çıktı, Sevgililer Günü’nün tarihçesi ne? Bugün 14 Şubat’ın anlamı, sevgiliye en güzel hediyeyi alıp birlikte baş başa unutulmaz bir gün geçirmek olsa da, bu özel günün kökeni Antik Roma’ya dayanıyor.
Antik Roma’da 15 Şubat, çobanların tanrısı, bereketi sağlayan Lupercus’un onuruna “Lupercalia Günü” ya da “Lupercalia Şenliği” olarak kutlanıyordu. 14 Şubat ise bayram arifesi olarak genç kızların bir sonraki seneye kadar hangi erkekle beraber olacaklarını öğrendikleri gündür. Genç erkekler, genç kızların isimlerinin yazılı olduğu levhaları bir küpün içine atıp kura çekerdi. Kurada ismi çıkan genç kızla erkek birlikte oluyordu. Bu birliktelikler de genellikle evlilikle sonuçlanıyordu.
Bir Aziz Hikâyesi
O dönem Roma’yı yöneten İmparator Claudius Gothicus, bu evliliklere karşıydı. Ona göre erkekler evlenip yuva kurduklarında savaşa katılmak istemiyordu. Ya da evli olan bir erkek iyi savaşamıyordu. Bu yüzden M.S. 270’de evliliği yasakladı. Böylece evlilik dışı ilişkilerde artış oldu. Bu dönemde yaşayan Rahip Valentine ise evlilik dışı ilişkileri dine aykırı bulduğu için çiftleri gizlice evlendirmeye başladı. Bunu duyan imparator Valentine’i yakalattırdı ve hapse attırdı.
Bir rivayete göre Valentine hapishanedeki gardiyanın kızına âşık oldu. Valentine asılacağı gün genç kıza iletmesi için gardiyana bir kâğıt verdi. Genç kız nota baktığında gözleri açıldı. Notta yazan mesaj ise “From your Valentine”di (Valentine’inden). Sevgililer Günü’ne bu yüzden Aziz Valentine Günü de denir.
sevgiliye alınacak hediyeler burçlara, sevgilinizin ihtiyaçlarına ve beklentilerine göre çok çeşitli olabilir. Ama biz tıpkı organize edeceğiniz bir akşam yemeği gibi Sevgililer Günü hediyenizde www.evtekstilpazari.com.tr  online satış sitemizden  seçmek istemezmisiniz ?? 

5 Şubat 2018 Pazartesi

Kış mevsimi, uykumuzu nasıl etkiliyor?

Bu önerileri dikkate alarak, kış mevsiminde kaliteli bir uykuya sahip olabilirsiniz!

Malum kış mevsiminin soğuk günleri etkisindeyiz. Soğukluk bazılarında uyku yaptığı gibi geceler bazılarımız için uykusuz sabahlara kadar uzanıyor. Uykusuzluğunuzun sebepleri aşağıdakilerden biri olabilir. Kış mevsiminde kaliteli bir uyku için Georgia Üniversitesi, Amerikan Uyku Bilimleri Akademisi sözcüsü profesör Michael Decker'ın önerilerine dikkat edin! 
Evin çok soğuk olması...
İdeal bir uyku için odanızın çok sıcak olmaması kadar, çok soğuk olmaması da önemli. Her ne kadar gelecek faturayı düşünüyor olsanız da, titreme ve birbirine çarpan dişleriniz sizi uyutmaz. Tüm gece ayakta kalırsınız. En azından uyuyana kadar rahat edeceğiniz derecede ısı ayarı yapın. 
Gün içerisinde yetersiz gün ışığı...
Uyarılmamızı ve dikkatli olmamızı sağlayan gün içerisinde aldığımız gün ışığıdır. Kış zamanlarında ise havalar erken karardığından ya da gün içinde karanlık bir hava olduğundan bu durum çalışanlar için çok zor. Yeterli derecede gün ışığı görmezsek, gün içerisinde kendimizi uykulu hissederiz. Michael Decker “Akşam olduğunda ise bedeninizin gün içinde yarı uykulu olduğu için yatağa gitmek istemeyecektir” diyor. Sabahları olabildiğince bulunduğumuz ortamda yeterli derecede gün ışığına maruz kalmamız gerektiğinin de altının çizen Decker, eğer bunu yapamıyorsanız, mutlaka bol ışıklı ortamda bulunmaya çalışın diyor. Geceleri ise olabildiğince illuminasyondan yani tv, laptop gibi elektrikli aletlerin ışıklarından kaçınmamız gerektiğini belirtiyor. 
Ağır kış yemeklerinden kaçının! 
Ağır yemekler kışın soğuk günlerinde sizi sıcak tutabilir ama tüm gece ayakta durmanıza neden olur. “Akşamları ağır yemekler yediğinizde, vücudunuz bu yemeği yakmak için çok enerji harcar, bu da sizi ayakta tutar” diyor Decker. Hastalarına, tam anlamıyla sindirim için, akşam yemeklerini yatmadan önce mutlaka 4-5 saat önce tüketmelerini öneriyor. 

Egzersiz yetersizliği
“Egzersizin uyku derinliğini artırdığına dair birçok çalışma var” diyor Decker. Ama ne yazık ki, kış aylarında enerji harcamaya çekiniyoruz ve daha tembel oluyoruz. Hareketlerinizi artırdığınızda, daha iyi dinlenirsiniz. Eğer egzersiz yapacak vaktim yok diyorsanız, gün içerisinde asansör kullanmak yerine merdivenlere yönelebilirsiniz ya da kısa mesafelere yürüyebilirsiniz. 

Haftasonları fazla uyku...
Kışın soğuk, karmaşık ve yorucu günleri tatil günlerinde yatakta daha fazla zaman geçirmemize neden oluyor. Ama ne yazık ki, haftasonları çok fazla uyumanın, uyku düzenini bozduğunu söylüyor Decker. Hafta sonu da olsa uykunuzdan biraz fedakarlık yapmanızda fayda var. Yoksa bütün hafta boyunca düzensiz uyunan iki gün yüzünden verimsiz ve yorgun geçirirsiniz. 

Kuru havalı ortamlar...
Kuru, kış havaları odanızdaki havayı da kurutarak nemin burnunuzda hapsolmasına neden olur. Burun kuruduğunda ise, ağızdan nefes alınır, horlamaya başlarsınız. Bunların hepsi kalitesiz uyku biçimlerinin göstergesidir. Decker, odanızda küçük de olsa nemi alacak su ile çalışan bir süs ya da havadaki nemi alacak bir elektronik cihaz bulundurmanızı öneriyor. 

Grip ve nezle sezonu açıldı! 
Decker, “Uyku bizi iyileştirir” diyor. Ama buradaki ironi hasta olduğumuzda, ne kadar halsiz olsak da çoğu zaman kaliteli uyuyamayız. “Uykudayken, doğa bizden burundan nefes almamızı ister. Ama burnumuz tıkalı olduğundan, ağzımızdan nefes alırız. Bu da horlamaya, uykuda konuşmaya ve kötü bir uykuya neden olur” diyor.